6 Mart 2018 Salı

Öykü yılı


Ocak başında kendimce bir okuma planı yapmış ve bu yılı ağırlıklı olarak öykü okumalarına ayırmayı düşünmüştüm. Öyküleri kitap kitap değil tek tek incelemeyi; eskiden okuduğum öykü derlemelerinden seçme okumalar yapmayı; tüm bunları düzenli not etmeyi; şiir biriktirir gibi öykü biriktirmeyi tasarlamıştım. Kamil Yeşil’in Öykü Dersleri isimli incelemesini satın alıp, Necip Tosun’un (yarım bıraktığım) Modern Öykü Kuramı’nın yanına koymuştum.

Sonra ne mi oldu? Hiç. Yeni bir başarısızlık hikâyesi anlatıyorum gibi oldu ama ardı ardına dört hikaye derlemesi bitirerek hedef çizgimde kalmayı başardım bu kez. (İtiraf et bunu beklemiyordun!) Okuduklarımı yazmak hususunda aynı azmi gösteremedim gerçi ama burada kısaca bahsetmek de yeterli olur diye düşünüyorum. Zaten öykü derlemelerini kitap kitap incelemek gerçekten zor. Genelde bütüncül kitaplar olmadıkları için, başta planladığım gibi öykü bazında yapabilirim bunu ancak. Yani, demet demet öykü arasından birer ikişer koparıp bırakacağım buraya arada. Gelip gelip koklarız. Ama şimdi birkaç cümle savurmakla yetineyim aşağıdaki dörtlü hakkında:  

Yeni Dünya – Sabahattin Ali
Sabahattin Ali’yi pek ünlü kitabıyla tanıyıp sevenler, artık bunalmadınız mı o kürk mantodan? Atın da bir rahatlayın. Açın da üstadın öykülerini bir okuyun. Bak üstad diyorum. Kürk Mantolu Madonna’dan sonra dememiştim şimdi diyorum. Başıma bir şey gelmeyecekse, "ondan daha çok sevdim" deyip burada kesiyorum.  

Dünyanın En Güzel Gemisi – Safa Önal
Safa Önal’ın kitabını kitapyurdu kitap avlarımdan birinde, kapağındaki “Peyami Safa önsözüyle” yazısının gaza getirmesiyle aldım. Güzel pazarlama taktiği! Peyami safa’nın kefilliği kitabı sevmeme yetmedi maalesef. Kötü bir kitap değil ama ben bir bağ kuramadım. Zamanı değildi belki Peyamiciğim, yoksa senin sözünün üstüne zinhar söz söylemem. 

Asla Pes Etme – Mukadder Gemici
Mukadder Gemici daha önce nerelerdeydin ve neden sadece üç kitabın var? Sabahattin Ali ve biraz sonra bahsedeceğim Cihan Aktaş’a rağmen kitabını bu dörtlünün en güzeli seçtim gitti. Öykülerden birini okurken, “bu bir öykü değil roman olsun, bitmesin” diye düşündüğümü hatırlıyorum. Daha nasıl öveyim?

Fotoğrafta Ayrı Duran – Cihan Aktaş
Cihan Aktaş adı öykücülük konusunda başlı başına bir övgüdür bence. Zamanımızın en iyi hikayecilerinden biri olduğunu tekrar ifade etmiş olayım. Bu kitap hakkında ek olarak söyleyebileceğim şey normalde hikaye kitaplarında olmadığını belirttiğim bütüncüllüğe sahip oluşu. Tamamı mülteciler hakkındaki hikayelerin arasında, ortak karakterlerden ve ortak dertlerden kaynaklanan bağlantılar var. Bağlantıları ve karakterleri çözmek için kesinlikle ikinci bir okuma yapılması gerekenlerden.

Öyle işte.
Öyküleri gerçekten çok seviyorum.
Bazılarınızın şiiri sevdiği gibi.  


1 Mart 2018 Perşembe

Biiznillah

Geçenlerde Atsız'ın Ruh Adam'ını okumaya başladım yeniden. Fena halde nostalji neticesinde kendimi eski blog yazılarımın tozlu arşivlerinde buluyorum o günden beri. Aklıma gelen her şeyi aratıyorum kayıtlarda, bazen de başlığı ilgimi çekenleri okuyorum aradan. Çok yazım var ama keşke kat be kat fazlası olsaymış. Keşke daha ayrıntılı yazılar yazsaymışım şahsi tarihimle ilgili. Mesela romanlarını defaatle okuduğum Atsız hakkında tek bir şey yazmamışım, nasıl olmuş da olmuş bilmiyorum. Bildiğim, bundan sonra daha çok yazacağım. Her zaman bu bloğa değil belki ama yazacağım inşallah.