5 Ağustos 2022 Cuma

Malayani, ölüm ve Gazali

Son aylarımı malayani ile çöp ettiğimi buradan yazıp da alemi şahit tutmasam iyi olurdu ama yazıya nerden başlayacağımı bilemedim. Faydalı işlere- yeniden- nasıl başlayacağımı da bilemiyordum. Sonra, dün, nefsimin yana yakıla istemekte olduğu faydasız şeyleri okuyacağıma Fatma Barbarosoğlu'nun son yazılarına göz atayım dedim. Geçenlerde ölüm üzerine bir kitap yayımladığı (O Aslında Ölmedi), Kabir Modernleşmesi üzerine yeni bir kitap projesi hazırladığı, yakın zamanda kayınvalidesi ve saygı duyduğu bir yazar olan Rasim Özdenören vefat ettiği için son yazılarına ölüm teması hakim olmuştu. Bu yazıların içerikleri ölümü tefekkür etmediğim gerçeği ile yüzleştirdi beni. İçine gömüldüğüm malayani batağından çıkmak için bir halat olarak anladım bunu. (Çünkü gerçekten başı boş bırakılmış değiliz.) "Ölüm üzerine okumalar yapmam gerekiyor" dedim. Ölüm üzerine okumalar deyince benim aklıma ilk Gazali gelir. İhya'nın dördüncü cildinde buldum aradığımı. Uzundur bulanık olan zihnimin sisini dağıtmak için böylece başladım okumaya...