9 Haziran 2020 Salı

Bir kaç fotoğrafla mutluluk

Aylardır evden çıkmadım ve gerçekten çok bunaldım. Masamı, bilgisayarımı kurup eski fotoğraflara bakmayı dört gözle bekliyordum o yüzden. Ailemle ve arkadaşlarımla bir araya geldiğim onlarca güne ve sık sık gittiğim gezilere ait bir sürü, bir sürü albüm. Sanki fotoğraflara baktıkça eskisi gibi sevdiklerimle birlikte olacak ve o yerlere tekrar seyahat edecektim. Köşemi hazırladıktan sonra, bulduğum ilk boş vakitte bir bardak çayımı alıp oturdum, Kapadokya gezisinin fotoğraflarını gözden geçirmeye başladım. Gerçekten de düşündüğüm gibi oldu. Peri Bacalarını, Ihlara vadisini, adını hatırlamadığım o yer altı şehrini, güzel renkli Narlı Göl'ü, Hacı Bektaşi Veli türbesini sanki yeniden ziyaret ettim. Türbenin bahçesindeki renk renk, çeşit çeşit çiçekler yine gözümü şenlendirdi. Turdan bir kaç kişiyle o salaş çay bahçesinde yeniden çay içtim. Fotoğraflarını çekip kızına göndermemi rica eden yaşlı teyzeyi, yalnızım diye bana ablalık etmek isteyen iki hanımı hatırlayıp yeniden mutlu oldum. Tuz gölünün üzerinde yürümediğim için yeniden hayıflandım. Otelin terasında kahve içip balonları seyrettiğim o güzel sabahın ferahlığını adeta yeniden hissettim. Sanki havanın kokusunu bile yeniden duydum...

Son zamanlarda biraz sankili yaşıyorum hayatı, kenardan izliyorum. Bayağıdır durgundu hayat, pandemiden önce bile. Ama işte bir şekilde yaşıyorum. Artık içinde bana emanet edilmiş güzel bir kuzunun olduğu anılar biriktiriyorum. Sessiz sakin, iddiasız ama çok güzel anılar. Onunla yapmak istediğim çok şey, birlikte yürümek istediğim çok yol, karşısına oturtup göstermek istediğim pek çok güzellik var ama hayat bir süre daha rölantide devam edecek gibi görünüyor. Olsun. Bir kaç fotoğrafa bakıp mutlu olmayı bilen için sıradan günlerin bile her biri anmaya değer...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder