7 Haziran 2020 Pazar

Bir şükür anı

Uzun zamandır beklediğim bir anı yaşıyorum.

Çatı katına bir oda eklendi geçtiğimiz ay. Temizledim, eşyaları yerleştirdim ve yeniden düzenledim. İçinde dini ve tarihi kitapların durduğu kahverengi kitaplık artık kedime tahsis edilen arka odaya kondu. Edebi eserlere ayırdığım beyaz kitaplık eski yerinde kaldı. Yeni odanın duvarı sayesinde kendiliğinden oluşan pencere önündeki küçük bölmeye masamı ve bilgisayarımı koydum. Şimdi kafamı kaldırınca gökyüzünün bir bölümünü görebiliyorum. Ve arkama döndüğümde, beyaz kitaplığımdaki canım kitaplarımı... Üst katı, özellikle oğlum doğduğundan beri kullanamadığımız için kitaplarım elimin altında ve gözümün önünde değildi. Kitapseverler bunun ne sinir bozucu bir şey olduğunu bilir.

Neyse, uzun zamandır hayalini kurduğum ve kavuştuğum an şu: Üst katta, masamdayım. Kitap okuyorum, bilgisayarımdan fotoğraf bakıyorum yada şimdi olduğu blog yazıyorum. Kuzum hemen yanımdaki odada uyuyor. Yani kendime, sevdiğim bir şeyler yapabilmek için bir iki saat ayırabilmişim. Bu anı tamamlamak için, pencereyi aralayıp rüzgarın hafif hafif perdeyi oynatmasına izin veriyorum. Arka planda sessizce çalsın diye Einaudi'den Monday'i açıyorum.

Çok şükür.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder